Türkiye Personel Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Lideri Ergün Atalay, bu sene minimum fiyat görüşmelerinde çalışanların olacağını belirtirken şu anda minimum fiyatı konuşmanın erken olduğunu söyledi.
Türk-İş Sendikası Lideri Ergün Atalay, Soma Maden Faciasında hayatını kaybeden 301 madencinin defnedildiği maden şehitliğini ziyaret etti. Atalay, 2024’te geçerli olacak taban fiyat görüşmelerine ait de açıklamalarda bulundu.
Atalay, yüzde 27’lik vergi dilimine daha evvel altı ayda girilirken artık nisanda girildiğini, vergiyle ilgili düzenleme yapılması gerektiğini tabir ederek “Esas sorun ne kontrat yap ne taban fiyat yap, vergi ile ilgili bir düzenleme gerekiyor. Sabitlemek gerekiyor. Daha değerlisi taban fiyatı 40 yıldır senede bir kez yapıyorduk, 2 yıldır senede 2 kez yapıyoruz. Sebebi de şu; ülkedeki enflasyon, bu Covid hastalığından sonra temmuz ayında ve aralık ayında yapıyoruz” dedi.
Atalay, Minimum Fiyat Tespit Komisyonu’nda personellerin masada olacağını belirterek “Bu sene orada o masada personel olacak, o masanın tamamı dördü de personel olacak. Sendikacı olmayacak orada. Onlar bu parayla nasıl geçiremediklerini anlatacaklar. Yaşayan şahsen orada oturacak kendi pozisyonunu anlatacak. Bu masada bayan da olacak erkek de olacak.” sözlerine yer verdi.
Atalay minimum fiyat artırımının akabinde artırımlar geldiğini ve şu an taban fiyat konuşmak için erken olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Asgari fiyat çıktığında maalesef ülkemizde et, süt, kira her şey her yere artırım geliyor. Şu anda minimum fiyatı evet desen imzalasan Şubat’ın 1’inde olacak taban fiyat maaşı. Şubat’ın 1’ine 2,5 ay bir vakit var. O vakte kadar vakit olduğu için konuşmanın bir manası yok. Vaktinde konuşmak lazım.”
Soma Maden Faciasında 301 madencinin hayatını kaybetmesinin akabinde 10 yıl geçmesine rağmen ‘İçimize su serpecek bir karar çıkmadı’ diyen Atalay şöyle konuştu:
“Asgari fiyat konusundan evvel biz bugün Soma’dayız. 6 ay sonra 301 tane madencimizin 10. yılı oluyor. Ortadan 10 sene geçti. Hala mahkemelerle ilgili insanların içine su serpecek bir karar çıkmadı. En son Nisan ayının 22’sinde yargı bir karar verdi. Artık dava Anayasa Mahkemesi’nde. Dünya’da mahkemeler sorun çözer, maalesef mahkemeler bizim ülkemizde sorun çıkartır. Aslında misyonları sorun çözmek, maalesef sorun çıkartıyorlar. Sorun çıkartmanın bir manası yok.
Soma davası ile ilgili geçen hafta ve ondan bir evvelki gün de Sağlık- İş sendikasının Genel konseyinde söz ettim. Anayasa Mahkemesi’nin önünde belgeler. A’dan Z’ye elinde ne varsa ellerinde buradan bir sefer daha tabir ediyorum. Bu belge ile ilgili insanların yüreğine su serpecek, bir kere daha inceleyin kusur, noksan nerede varsa noksansız yerine getirin; birinci işimiz bu.
Burada şu anda partilerimizin ilçe liderleri var belediye liderlerimiz var. Bu 301 kazasından sonra 2 saat 3 saat sonra ben buradaydım. Ocak kapanana kadar buradaydık. Oradan ne oldu ne bitti ben biliyorum, siz biliyorsunuz Allah her yerde hoş bir laf var. Hukuk dünyanın her yerinde bayanı korur, emeği korur. Bu yazılmayan bir kuraldır. Biz burada mağduruz. Bu 301 tane insanımızın kardeşimizin evladı var ailesi var. Bununla ilgili verilen karardan toplumun tamamına yakını rahatsız. Onun için anayasa mahkemesi bu bu kararı bir an evvel incelesin ayrıntılı halde. Biz de önümüzü görelim.”
