Muğla 1. İdare Mahkemesi’nde görülen Akbelen Ormanları “Tahsis İptali” davası, çevre örgütleri ve siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti.
İkizköylülerin avukatı Arif Ali Cangı, mahkeme önünde yaptığı açıklamada, “Şimdi hesap sorma zamanı. 24 Temmuz sabahı sanki düşman yurduna girmiş gibi jandarmayla, ormanı korumakla görevli olan Orman İdaresi’nin tüm araç ve ekipleriyle ormana girdiler. İşte o ormana girenler ona izin verenlerden ve buna sessiz kalanlardan hesap sorma vakti.” ifadelerini kullandı.
Adliye önünde açıklama yapan İkizköylülerin sözcüsü Esra Işık, “Akbelen ormanının katline, hayatlarımızın gasp edilmesine imza atanlara, izin veren fermana karşı; İkizköylüler, Karacahisarlılar, Çamköylüler ve dayanışmaya gelen tüm mücadele dostlarımızla hep birlikte mahkemeye yürüdük, üstünde adalet yazan bu binaya kadar geldik.” dedi.
Işık, yaşadıkları şiddeti ve baskıyı şu sözlerle aktardı: “Bugün buraya; Akbelen ormanının yerinde açılan maden yüzünden, patlatılan dinamitler yüzünden yarılan evlerimizden çıkıp geldik. Madenin zehrinden kuruyan zeytinliklerimizden çıktık da geldik. Madenin çıkardığı toz ablukasından göz gözü görmeyen köylerimizden çıktık geldik. Ölümle burun buruna bıraktığınız hayatlarımızı yüzünüze haykırmaya geldik. Neydi suçumuz? Görevi ormanları korumak olan bakanlığın, orman genel müdürlüğünün görevini biz köylüler olarak yapmamız mı?”
Işık, devamında şunları söyledi: “Bizler Akbelen’i senelerce hem şirketten, hem ormancıdan koruduk. Sırf ormanımızı korumak istedik diye, 7’den 70’e hepimizi jopladılar, yaşlılarımızın gözlerine bile biber gazı sıktılar, TOMA’larla üzerimize yürüdüler, şiddet uyguladılar, gözlerimizin önünde ormanımıza kıydılar, köyümüzü abluka altına aldılar, baskılarla hayatlarımıza çöktüler; ama bizi vazgeçiremediler!”
Işık, mücadelelerinin kararlılıkla devam edeceğini vurguladı: “Bugün; aylardır yaşadığımız haksızlıklara, şiddete, satın alınan mahkemelere, şirketin kârını gözeten yetkililere karşı haklı mücadelemizden vazgeçmediğimizi göstermek için buradayız. Evlerimizi boşaltmamız, topraklarımızı şirkete satıp bir an önce terk etmemiz için her yol deneniyor. Akbelen ormanını da bu yüzden kestiler. Kesilirken üzerimize askerleri bu yüzden gönderdiler. Hak, hukuk, adalet alaşağı edilerek hukuksuzca bu kesim yapıldı. Eğer üç maymunu oynamak yerine gözlerini çevirip Akbelen’e, talan ettikleri hayatlarımıza bir kez bakarlarsa, Akbelen’in katline sebep olan bu izni iptal ederler, bu madeni durdururlar.”